Yeni bir yıl daha

Her yeni yıl, yeni kararları da beraberinde getirir. Çoğumuzun davranışı hep bu yöndedir. Yeni hedefler, başlanacak diyetler, atılacak imzalar vesaire vesaire... Sonuçta yeni bir yaşam önümüzde serili. Seçim sizin!

Hayat akıp giderken kimi zaman sevinç kimi zaman da hüzün getiriyor. Belki klasik olacak ama hayatın gerçeği ve anlamı da bu değil mi? Hayatta önemli olan sağlıkla ve sevdiklerimizle olmak değil midir?

Yeni bir yıl daha var yaşanacak önümüzde. Ne yapacağınız ya da nasıl yaşayacağınız seçimlerinize bağlı. Çünkü bu sizin hayatınız! Her nasıl davranacak, hangi yöne gidecek olursak olalım tek gerçeğimiz sevgidir aslında. Hiç sevmeden ya da sevilmeden hayat nasıl olurdu düşündünüz mü? İşte hayatın karmaşası içinde en büyük hatamız da bu olmuyor mu, sevdiklerimizi ihmal etmek? Ancak onları ebediyen kaybettiğimizde veya hayatlarımızdan çıktıklarında farkına varıyoruz. Halbuki yapılacak basit jestler, basit sürprizler yahut onlara verdiğimiz değeri gösteren hareketlerle onları ve dolayısıyla kendimizi mutlu edebiliriz.

Mutluluk için ne gerekli sizce? Para mı, şöhret mi, mal mülk mü? Tüm bunların hepsi değil bize göre. Bizce mutluluk, bir bakış açısından ibarettir. Kafanızı fazla karıştırmadan anlatmaya çalışalım.

Hayatımızda gerçekleşen olayların her zaman iki farklı yönü vardır. Bir iyi, bir de kötü. Hangisi kötü ya da hangisi iyi bilemeyiz. Burada Yin Yang'tan kısaca bahsetmekte yarar var. Yin Yang; Uzak Doğudan gelen felsefi bir öğretidir. Bu öğreti kısaca şöyle der: Her şeyin iki farklı kutbu vardır. Hem birbirlerinin içindedir ve destekler, hem de dışındadır ve birbirlerini baltalar. Yani sembolündeki gibi her siyahta bir beyaz ve her beyazda bir siyah vardır. Bu da şöyle bir şeyi ifade eder: Gece olmazsa gündüz de olmaz. Zıtlıklar ve karşıtlıklar birbirini var eder. Düşünsenize geceyi yaşamasak ve bilmesek, o zaman gündüz olabilir mi? Veyahut ekşi olmasa tatlı? Kadın olmazsa erkek? bu zıtlıklar hayatımızı dengeler. Tasavvufta da bu "Her şerde bir hayır, her hayırda da bir şer vardır" olarak karşımıza çıkar. Niye bu kadar anlattık. Sizin kötü dediğiniz ve acı dediğiniz bir olayın içinde ya da ardında, mutlaka sizin yaşantınız için iyi bir şeyler vardır. Bu süreci atlatana kadar hayata nasıl baktığınız veya davrandığınız da sizin tercihinizdir. İster başınıza gelenleri sükunetle karşılarsınız isterseniz isyan edip, ağlayarak... negatif ya da pozitif bakmak size kalmış. Böylece "Mutluluk" kavramı da sadece bir seçim olmaz mı? Konuya ne taraftan bakarsanız (karanlık ya da aydınlık) o taraf size gelmeye devam eder. Ya mutlu ya da mutsuz olursunuz. Tamamen size kalmış.

İnsanları çok iyi şekilde incelediğinizde, mutlu insan ile mutsuz insan arasında, ne maddi ne de manevi bir fark olmadığına tanık olacaksınız. Yaşam felsefesinden başka bir şey değil bu. Bazılarınız yazının bu kısmında şöyle diyecek: "Hadi canım. Adamın trilyonları var. Onunla ben bir miyim?". Bu sizin bakış açınız. Siz belki mutluluğunuzu paraya endekslememişsinizdir. Kim bilir? Belki o adam da o trilyonlarıyla bile mutsuz tarafı seçmiştir. Her şey bakış açınızda gizli.

Hayatlar da tıpkı mutluluk seçimleri gibi... Nasıl ve ne şekilde yaşayacağınız size bağlı. İsterseniz bu yeni yılda yepyeni biri olun, isterseniz eski hayatınıza devam edin. Her ne yaparsanız yapın şunları unutmayın lütfen: Hayata bir kere geliyoruz. Çok değerli ve mucizevi varlıklarız. Bazı manevi şeyleri yitirdiğimiz vakit, onları geri almak için ne para ne de pul yetmez. Önce kendinizi sevin ve saygı duyun. Sonrasında herkesi sevecek ve gereken saygıyı da duyacaksınız. İnsan olmak ve toplumda yer almak da bu erdemlere bağlıdır bize göre... Peki ya size göre?

IdeaSoft® | E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.