Pırlantanın Öyküsü ve Tarihçesi

Özel günlerin vazgeçilmezi olan pırlantanın hikayesini biliyor musunuz? 250 ton kum, kaya ve çakılın ayrıştırılarak bir karatına ulaşılan pırlantanın öyküsünü yazımızda paylaşıyoruz.

Kesim şekine göre elmas ya da pırlanta olarak adlandırılan bu ürünlerden elmasta 12 ila 37 arasında faset bulunur. Pırlanta, elmasın daha özenle kesilmiş halidir. Pırlanta 57 faset bulunur. Belirli bir açıyla kesilerek oluşturulan yüzeye faset adı verilir.

Oldukça ince bir işçilikle üretilen pırlantanın %95 i renksizdir. %5 i ise renklidir ve renkli pırlantalar oldukça özeldir. 

Pırlantanın ağırlığını gösteren karat bir gramın beşte biridir. 0,200 gram yani 200 miligram olan karat; keçiboynuzu çekirdekleriyle hemen hemen aynı ağırlıktadır. İlk elmasın bulunduğu Hindistan’da bu ağırlık bir ölçü birimi olarak alınmış ve günümüze kadar gelmiştir.

Pırlanta alırken en çok dikkat edilmesi gereken dört kriter pırlantanın rengi, berraklığı, karatı ve kesimidir.

Bundan üç milyar yıl önce, yerkabuğunun derinliklerinde oluşan basınç ve sıcaklıkla yerin altındaki karbon atomları kristalleşmiş ve ilk elmas oluşmuştur. Daha sonra volkanik patlamalarla birlikte yeryüzüne çıkan elmas ilk olarak M.Ö. 800 yılında Hindistanda bir nehir kenarında bulunur.

Daha sonra Güney Afrika, Rusya, Avusturya ve Kanada’da bulunan elmas madenleriyle bu serüven devam ederken; 11. yy da bir Macar prensin tacında elmas kullanılır. Daha sonra bu durum gelenekselleşerek devam eder.

İlk elmas kesimi 14. yy da Venedik’te yapılmıştır. İlk elmas cilalama ise Hindistan’da gerçekleşir.  15. yy da Avusturya arşidükü Maximilian’ın nişan yüzüğü olarak elması kullanması ile elmas, sonsuz aşkın bir sembolü haline gelir.

Ve 17. yüzyılda pırlanta kesiminin bulunması ile birlikte elmas artık günümüze kadar süregelen 57 kesimli bir mücevher olan pırlanta haline gelmiştir...